It is our fears and anxieties that drive us to action; But often our action is diverted from the real reasons behind our anxiety. While trying to make our lives meaningful, we always hold ourselves responsible for our failures and weaknesses. So everything gets worse instead of better. If we are rational people, how can these things happen to us? Why can't we handle situations like this? How will we continue to exist in society if individualization is our destiny? Zygmunt Bauman, who is undoubtedly one of the most critical and productive sociologists of our age and who is considered by some to be the theorist of postmodernity, examines the changing character of today's social and political life in "Individualized Society". In this book, Bauman asks us about our lives. It problematizes the stories we are expected to tell but are forced to tell. It claims that what needs to be done is not to censor these stories or purify them from mistakes, but to show that they can be told in ways other than those imposed on us. Believing that it can help, Bauman pursues new perspectives instead of being satisfied with the current theories and concepts that are inadequate to analyze the globalization experience we are experiencing, and taking a collective stance against today's society, which makes people think that the difficulties and failures they experience are the product of their own individual mistakes. He underlines his ethical obligation. In his critical essays on issues such as the change in the nature of labor caused by the globalization process, the changing face of the new order's understanding of freedom and security, ways of benefiting from poverty and the new organization style of education, Bauman examines the value that neoliberal rationality places on love and how postmodern society perceives sexuality. and as he uses it, he also makes interesting observations on subjects that have received relatively little thought. Touching on the inadequacy of the Foucauldian panoptic power model, as well as the Freudian oppressive assumption, in understanding the postmodern uses of sexuality, the author underlines the ambiguous character of sexuality, which no longer has to comply with any norm or reproductive regime, and the social implications of being related to the moment. Number of Pages: 336 Year of Printing : 2015Language: TurkishPublisher: Ayrıntı Publications
Hızlı teslimat sağlandı .çok iyi bir şekilde bantlanmış teşekkürler. Gayet memnunum. Xwedê we bihêle .
A... Y... | 11/01/2025
&ddjmsd
RODEM ÇAÇAN | 06/01/2025
Sizi seviyorum Pırtukakurdi
Birsen KORKMAZ | 11/12/2024
Berbat
Sema Koç Soğancı | 29/11/2024
İsim yazılı kupa istedim kupada isim yok
F... D... | 09/11/2024
Alış veriş yapmak gayet kolay oldu.
Üye olmadan sipariş verebildim.
Ayrıca, kargo süreci hakkında da sistem üzerinden güncel olarak bilgilendirildim.
Memnuniyet duydum.
YUKARIDUDULLU MAH.NATO YOLU CAD.NO:182-B BEDRİ CENGİZ ÇANAKLI | 28/10/2024
Bireyselleşmiş ToplumBizi eyleme geçiren korkularımız, endişelerimizdir; ama genelde eylemimiz, endişemizin arkasında yatan hakiki nedenlerden başka yönlere sapar. Hayatımızı anlamlı kılmaya çalışırken, başarısızlıklarımızdan, zayıflıklarımızdan kendimizi sorumlu tutarız hep. Böylece de her şey iyiye gideceğine kötüye gider. Eğer biz mantıklı insanlarsak bunlar nasıl başımıza gelir? Neden bu gibi durumlarla başa çıkamayız? Bireyselleşme kaderimizse toplum içinde var olmaya nasıl devam edeceğiz?Yaşamakta olduğumuz çağın kuşkusuz en eleştirel ve üretken toplumbilimcilerinden olan ve kimilerince postmodernitenin kuramcısı sayılan Zygmunt Bauman Bireyselleşmiş Toplum''da, günümüzün toplumsal ve siyasal yaşamının değişen karakterini mercek altına alıyor. Bauman bu kitapta, yaşamlarımıza dair bizden anlatmamız beklenen ama anlatmaya zorlandığımız hikâyeleri sorunsallaştırıyor. Yapılması gerekenin bu hikâyeleri sansür etme ya da yanlışlardan arındırma değil, onların, bize dayatılandan başka biçimlerde de anlatılabileceğini göstermek olduğunu iddia ediyor. Çağdaş toplumbilimin, bireysel kararlarımızı ve eylemlerimizi, sorunlarımızın ve korkularımızın derininde yatan asıl nedenlerle ilişkilendirmekte bize yardım edebileceğine inanan Bauman, yaşamakta olduğumuz küreselleşme deneyimini çözümlemekte kifayetsiz kalan halihazırdaki kuram ve kavramlarla yetinmek yerine, yeni bakış açılarının izini sürüyor. Bireyselleşmenin bir kader olduğunu, dolayısıyla da insanların yaşadıkları zorlukların ve başarısızlıkların kendi bireysel hatalarının ürünü olduğunu düşündürten günümüz toplumuna karşı kolektif bir duruş almanın etik yükümlülüğünün altını çiziyor.Küreselleşme sürecinin emeğin doğasında yol açtığı değişim, yeni düzenin özgürlük ve güvenlik anlayışlarının değişen çehresi, yoksulluktan yararlanma biçimleri ve eğitimin yeni örgütlenme tarzı gibi meseleler üzerine kaleme aldığı eleştirel denemelerde Bauman, neoliberal rasyonalitenin aşka biçtiği değer ve postmodern toplumun cinselliği nasıl algıladığı ve kullandığı gibi, görece az kafa yorulmuş konularda da ilginç gözlemler yapıyor. Freud''cü baskıcı varsayım gibi Foucault''cu panoptik , iktidar modelinin de cinselliğin postmodern kullanımlarını anlamadaki yetersizliklerine değinen yazar, artık herhangi bir norma ya da üreme rejimine uymak zorunda olmayan cinselliğin müphem karakterinin ve ana ilişkin olmasının toplumsal içerimlerinin altını çiziyor.Sayfa Sayısı: 336Baskı Yılı: 2015Dili: TürkçeYayınevi: Ayrıntı YayınlarıAYRINTI0048